Çok klasik ama millet uzaya turistik seyahat düzenleyecek düzeye geldi hadi ondan vazgeçtim internetten bir kaç yabancı diziye bakayım neler oluyor dünyada derseniz ki bunu cümle alem yapıyor bu ülkede, Türk televizyonlarında yayınlanmayan bir sürü diziyi internetten takip ediyor insanlar ve siz onların evlerindeki televizyonlarda çok güzel aman şöyle müziği var diye dizinizin reklarını yapıyorsunuz günlerce ve çıka çıka karşılarına Türk filmlerinin çakması artık seyredenlerin hayatında hiç bir hükmü olmayan kavramların dermesi çatması modifiye bir hikaye çıkarıyorsunuz ortaya, neden, seyirciyi küçümsediğiniz için her halde. Kendinizi ve işinizi küçümsüyor olamazsınız herhalde.

Biricik oğullarının düğününde düğüne gelen bir kadınla aynı arabada kaza yapan komaya giren oğullarının derdinden çok gelinlerine ve düştükleri duruma yanan kocaman kocaman insanlar, üstelik bunlar seçkin insanlar oldukları için yanıyorlar hallerine oysa normal insan gibi davranmıyorlar üstelik biricik oğullarının kaza yapmasına sebep olan kızı baş tacı yapıveriyorlar.

Başlarına gelenlerin ayrımına varamayan bu insanlar bir de hayatın içinde yaşayıp para kazanmış insanlar bu kafayla bunları nasıl yapmışlar seyirci hiç sorgulamayacak o da ayrı bir konu.

Sonra bunu seyredecek seyirci gurubunda acaba kaç ailede evin içinde hamile kadının aşermesi sofranın baş konusu oluyor. İki kadın neden aynı evde tutuluyor böylesine durumu iyi bir aile kendini neden böyle saçma durumlara düşürüyor.

Yazar ya da senarist gerçeklerin dışına çıkabilir, istediği kadar saçmalayabilir kendi hikayesi içinde ama kendi metnine sadık kalmalı, hikayesi içinde tutarlı olmalıdır. Bizim dünyamızda saçma olsa da senaristin oluşturduğu dünyanın içinde kendi anlattıkları yer bulmalıdır. Bir hikaye ya da roman içinde geçerlidir bu.

Bu senaryo seyirciyi hiçe sayan günümüz insanın zekasına hakaret bir senaryodur. İnsanlar aynı evin içerisinde bir hayalet, kurt adam, vampirden oluşan hikayeler tasarlarken bizim hala böyle geçmişin etkisinde çorba tutarsız hikayelerin içinde dolanmamız insan zekasına hakaret, böyle senaryolar seyretmek istemiyoruz.

Güzel günlerde görüşelim efendim.

Saygılarımla,

Zuhal Özden