Sinema

YILIN SAVAŞI “BATTLE OF THE YEAR”

Yönetmen Benson Lee imzalı coşkulu ve ilham verici dans filmi “Battle of the Year/Yılın Savaşı”nda bir Amerikan yıldız dans takımı hip-hop kültürünün en arzulanan unvanı için tüm dünyadan gruplara karşı yarışıyor. Lee’nin ödüllü belgeseli “Planet B-Boy”dan esinlenilen “Battle of the Year/Yılın Savaşı”, yarışma dansı dünyasının heyecan dolu ortamını daha önce görülmemiş bir derinlik ve içgörüyle sunuyor. Filmde dünyanın en elit takımlarından bazıları atletizm, güç ve zarafetin muazzam birleşimiyle beyaz perdeyi ateşe veriyor, üstelik en son 3-D teknolojisiyle.

Hip-hop’ın dev ismi Dante Graham (Laz Alonso) b-boy (break dansçı erkek) geçmişi sayesinde milyar dolarlık bir iş kurmuştur. Şimdi, amacı Fransa Montpellier’de gerçekleşecek olan, hip-hop’ın bir numaralı efsanevi yarışması Battle of the Year’ı kazanabilecek bir Amerikan rüya takımı yaratarak ABD’nin bu danstaki üstünlüğünü yeniden kabul ettirmektir.

Graham takımın koçluğuna eski dostu ve takım arkadaşı Jason Blake’i (Josh Holloway) getirir. Blake, yardımcı koçu Franklyn (Josh Peck) ve koreografı Stacy’nin (Caity Lotz) yardımıyla dik kafalı 13 bireyi tüm rakipleriyle mücadele edebilecek, disiplinli, uyumlu ve gösterişli bir takıma dönüştürmeye çabalar.

Yılın Savaşı Filmi Afişi
Yılın Savaşı Filmi Afişi

Fakat yarışmaya haftalar kala, dansçılardan Rooster (Chris Brown) ile Do Knock (Jon Cruz) arasındaki çekişme takımı ikiye böler. Bu arada Blake de eşini ve çocuğunu trajik bir kazada kaybettiğinden beri pençesine düştüğü umutsuzluk ve alkol sorunuyla başa çıkmaya çalışmaktadır. Eğer rüya takım üyeleri b-boy dünya şampiyonluğunu 15 yıl aradan sonra Amerikan topraklarına geri getirmek istiyorlarsa, başarılı olmak için kişisel şeytanlarını alt etmeleri gerekecektir.

“Battle of the Year/Yılın Savaşı”ın başrollerini Josh Holloway (“Lost”, Mission Impossible – Ghost Protocol), Laz Alonso (Avatar, Fast and Furious, Takers), Josh Peck (“Drake & Josh”; The Wackness), Caity Lotz (“Death Valley,” “Mad Men”) ve Rooster rolündeki Grammy® ödüllü stüdyo sanatçısı Chris Brown (Stomp the Yard) paylaşıyor. Filmde, ayrıca, Jon “Do Knock” Cruz, Jesse “Casper” Brown, Ivan “Flipz” Velez, Joshua Lee “Milky” Ayers, Richard “Lil Adonis” Maguire, David “Kid David” Shreibman, Sawandi Wilson, Anis Cheurfa, Steve Terada, Gil “Gillatine” Brace-Wessel, Sammy “SamO” Soto,  Richie “Abstrak” Soto ve Luis Rosado gibi gerçek b-boylar da yer alıyor.

Benson Lee’nin yönettiği filmin senaryosu yönetmenin ünlü belgeseli “Planet B-Boy”dan esinlenildi ve Brin Hill (Won’t Back Down) ile Chris Parker (Mulan II) tarafından kaleme alındı. “Battle of the Year/Yılın Savaşı”nın yapımcılığını Beau Flynn (Red Dawn, Journey to the Center of the Earth), Tripp Vinson (The Number 23, The Exorcism of Emily Rose) ve Amy Lo (Planet B-Boy, Dreaming Nicaragua); yönetici yapımcılığını ise Glenn S. Gainor (Friends with Benefits, Easy A), William Packer (Think Like a Man, Takers), Rich Talauega ve Tone Talauega üstlendi. Filmin kamera arkası ekibi şu isimlerden oluşuyor: Görüntü yönetiminde Michael Barrett (Texas Chain Saw 3-D, Ted); kurguda Peter S. Elliot (Iron Man 3, Think Like a Man); yapım tasarımında Chris Cornwell (The Ideas of March, Footloose); ve kostüm tasarımında Soyon An (“American Idol,” “So You Think You Can Dance”). Orijinal müziğini Christopher Lennertz’in (Identity Thief, Thanks for Sharing) bestelediği “Battle of the Year/Yılın Savaşı”nın müzik amirliğini Pilar McCurry üstlendi. Filmdeki koreografiler Dave Scott (Step Up 3-D, Stomp the Yard), Rich Talauega ve Tone Talauega’nın imzasını taşıyor (Talauega kardeşler Chris Brown, Madonna ve Jennifer Lopez’le çalıştı).

Fragman

1970’lerde New York sokaklarından çıkan yenilikçi ve atletik bir dans türü olan b-boying; sunuculuk, graffiti ve DJ’likle birlikte hip-hop kültürünün köşe taşlarından biri olmuştur. Medyanın “break dans” olarak adlandırdığı b-boying popüler kültürde olağanüstü yaygınlaşmayı başardı. ABD’deki parlak günleri bir süre sonra solsa da, b-boying, Lee Benson’ın 2007 yapımı ödüllü belgeseli “Planet B-Boy”da da keşfettiği gibi, dünyada popülaritesini arttırdı. 30 yıl önce geliştirilmiş temel hareketler günümüzde üst düzey Olimpiyat jimnastiğiyle boy ölçüşebilecek, son derece sofistike ve akrobatik bir şekil aldı.

“B-boying dünyası küreselleşti” diyen Lee, şöyle devam ediyor: “Belgeselimin esin kaynağı olduğu ‘Battle of the Year’da bir coach’tan Amerika’daki en iyi b-boy dansçılarından bir Rüya takım kurması isteniyor. Takımın tek misyonu b-boy dansında Dünya Kupası gibi olan Battle of the Year’ı kazanmak. Rüya takımın altın madalyayı, 15 yıldan sonra ilk kez, bu dansın doğduğu Amerika’ya geri getirmek için bir şansı var.”

 

Battle of the Year (ya da BOTY) her yıl Fransa’da düzenlenen ve dünyanın dört yanından yarışmacı takımları çeken gerçek bir organizasyon. Lee ile belgeselinde de birlikte çalışmış olan yapımcı Amy Lo, “Yarışma 20 yıldır düzenleniyor. Binlerce insanı kendine çeken küresel bir organizasyon. Oradaki enerjiyi tahmin edemezsiniz” diyor.

Lo belgeselde çalışmadan önce b-boy kültürü hakkında hiçbir şey bilmediğini itiraf ediyor: “Beni projeye çeken şey çocukların bireysel hikayeleriydi. ‘Battle of the Year/Yılın Savaşı o dünyayı daha fazla keşfetmek ve daha çok insanla paylaşmak için bir fırsattı. Kendini ifade etme unsurunun yanı sıra danstaki fiziksel özellikleri de takdir ediyorum. Umarım yeni nesli bu sanat biçimini keşfetmeye heveslendiririz.”

Lee’ye göre, b-boying Bronx’taki genç insanların kendilerini dansla ifade etme ihtiyacından doğdu: “Bu dans türü nereye gitse, haklarından mahrum edilmiş insanları temsil ettiği için pek çok farklı kültür tarafından benimsenmiş olması doğal. B-boying geleneksel dans okullarına gitme imkanı olmayan çocuklara bir seçenek sunuyor.”

Lee ve Lo “Planet B-Boy”u tamamlamadan bile önce, b-boy dans fenomenini başlangıç noktası olan ülkeye yeniden tanıtacak bir sinema filmi potansiyelini görmüşlerdi. Filmleri için doğru çerçeveyi bulmak karşılarındaki ilk zorluktu. Vinson Films’den yapımcı Tripp Vinson ikiliye projeyi sinema filmine dönüştürmekte yardımcı oldu.

Vinson b-boyingi 80’lerdeki şaşalı günlerinde etrafında görmüş olduğunu söylüyor ve, “Ama ‘Planet B-Boy’ o kültürü gerçekten tanımamı sağladı. Filmin en çarpıcı yönlerinden biri içindeki insanların ve onların hikayelerinin izleyiciyi en az danslar kadar kendine çekmesi. Onların yürekleri ve sıcaklıkları, hayallerinin peşinden gitmek için verdikleri mücadeleler beni çok etkiledi ve bunun harika bir sinema filmi olacağını hissettim” diyor.

Lee’nin belgeseli Japonya, Fransa, Almanya ve Güney Kore’den tekrar Amerika Birleşik Devletleri’ne yayılan uluslararası b-boy sahnesine derin ve içeriden bir bakış sunuyordu. Bunu bir çıkış noktası olarak kullanan yapımcılar, kendi filmlerini tipik dans filmlerinden ayıracak bir yaklaşım aradılar. “Çağdaş dans filmleri bir formüle sadık kalma eğilimindeler” diyor Lee ve ekliyor: “Balerin kız sokak dansçısıyla tanışır. Çocuk ona renk getirir; kız çocuğu medenileştirir. Bu hikayenin artık posası çıktı, dolayısıyla yapmak istediğimiz son şey böyle bir hikayeydi. Biz bunu bir spor filmine dönüştürmeyi düşündük çünkü bize doğal bir seçim gibi geldi. Filmin konusu bir yarışma; ve dansçılar da fiziksel olarak elit sporculara denkler.”

Lo takım çalışması ve bağışlanma öğelerinin de hikaye boyunca işlendiğini belirtiyor: “Bu tam bir Amerikan hikayesi; kocaman egoları olan karışık bir grup insanın ortak bir amaca ulaşmak için bunları bir kenara bırakmasını anlatıyor.”

Hikaye örgüsü her ne kadar tamamen kurgu olsa da, klasik bir öykü yaratmak için farklı dansçıların deneyimlerinden öğeleri kullanmak suretiyle, Lee’nin belgeselin ruhunu derinden yansıtıyor. “Parlak bir coach zora düşmüş; ve hip-hop meraklısı bir yönetici onu dünyadaki en iyi dans takımının başına geçirmek istiyor” diyen Vinson, şöyle devam ediyor: “B-boying dünyası genellikle bireyseldir. Coach onlara bir takım olmayı öğretiyor ki Battle of the Year’da yarışabilsinler.”

B-boying dalı break dansın ilk günlerinden bu yana muazzam bir evrim geçirerek, bireysellikte bir inceleme konusu hâline geldi. Lo bu konuda şunları söylüyor: “Yabancı ülkelerdeki gençler bu dansı alıp, üzerine kendi damgalarını vurdular. Bunlar İnternet üzerinden dönüp ABD’ye ulaşıyor. Tüm b-boylar dünyanın dört bir yanındaki organizasyonların videolarını izliyorlar ve bunların neticesinde kendi stillerini geliştiriyorlar. Karşılıklı etkileşim hakikaten büyüleyici.”

Lee b-boyinge derin ve tutkulu bir ilgi duymasına karşın, kendisi hiçbir zaman gerçek bir b-boy olmadığını ifade ediyor: “Her zaman çok büyük hayranı oldum. B-boyingle ilk olarak ‘Flashdance’te tanıştım. Jennifer Biels yolda yürürken bir grup b-boyla karşılaşıyordu. Daha önce hiç öyle dans eden insanlar görmemiştim. Sonradan ‘Beat Street’ ve ‘Breaking’ gibi daha pek çok film yapıldı. Onları da izledim ve bu dansa tamamen saplanıp kaldım.”

On yıl sonra, Lee ilk filmini bitirmişti ve bir sonra ne yapacağını düşünüyordu. “Televizyonda ‘Flashdance’e denk geldim. O sahneyi gördüğümde, b-boylara ne olduğunu merak etmeye başladım. İnternette Battle of the Year diye bir organizasyon olduğunu okudum ve bu bende bir takıntıya dönüştü” diyor Lee.

B-boyların ABD’de hâlâ var olmanın ötesinde, dünyaya da yayıldığını öğrenen yönetmen, bu konuda şunları söylüyor: “Ve gerçekten çok güçlü sporculara dönüşmüşlerdi ama kimse bunu bilmiyor gibi görünüyordu. B-boying dünyanın neresine giderse gitsin, haklarından mahrum edilmiş, görmezden gelinmiş, kaynaklardan ya da avantajlardan yoksun olan insanları temsil etmeye başlamış.”

Yönetmen bu sanat biçimini 1950’lerin rock and roll dönemiyle karşılaştırıyor: “Hip-hop da birden bire ortaya çıkıp dünyayı şaşkına uğratan, tam Amerikan işi bir şeydi. Sonra dünyaya yayıldı ve buraya geri dönmeden önce diğer kültürler tarafından yeniden yorumlandı. Hip-hop, rock’ın gücüne sahip. Gençliği temsil ediyor. İşte bu yüzden tüm dünyaya hızla yayıldı.”

Ve rock and roll gibi, o da sizde ya vardır ya yoktur diye düşünen Lee, “En iyi b-boylar hayatlarını ona adamış olanlar. İlham ve fikir kaynağı olarak kendi deneyimlerinden yararlanıyorlar. En iyi olduğunu düşündüğüm bir ortak yanları var ki o da b-boyingi kendileri seçmiş gibi hissetmemeleri. B-boying onları seçmiş” diyor.